TRAFİK KAZALARI NEDENİYLE OLUŞAN HASAR FARKI TAZMİNATI – LOSS CLAIM DUE TO TRAFFIC ACCIDENTS
Hasar farkı tazminatı, trafik kazası nedeniyle kazalı araçta oluşan teknik nitelikteki zararın giderilmesi ile onarım giderlerine ilişkindir. Bu anlamda, aracın kullanıma hazır eski haline giderilmesi için yapılan tamir ve parça değişimi giderlerini kapsamaktadır.
Bilindiği üzere sigorta şirketleri, hasara uğrayan araçlar için tazminat ödemek yerine aynen tazmin olarak ifade edilebilen, aracın onarımının anlaşmalı bir serviste gerçekleştirilerek, onarılmış şekilde teslim edilmesini ve tazminatın onarımı gerçekleştiren servise yapılmasını tercih edebilmektedirler. Sigorta şirketleri, aynen tazmin yöntemini benimsedikleri durumda, anlaşmalı servislerde aracın tamir edilmesinde olduğu gibi verilen hizmetin ilgili mevzuata uygun olarak yerine getirilmesini sağlamak ve bunu kontrol etmek zorundadırlar. Yapılan onarım işinin sigortalı veya zarar görenin hakkını ihlal edecek şekilde yerine getirilmiş olması şirketin sorumluluğundadır. Değiştirilmesi gereken bir parça için onarım yapılması, onarılmasının mümkün olmaması nedeniyle “eşdeğer” veya “orijinal” parça ile değiştirilmesi gereken parçanın aynı kalitede olmayan parçalarla değiştirilmesi, işçiliklerin gereği gibi yapılmaması, boyanan parçalarda orijinal boya ile farklılık bulunması gibi durumlar sigorta şirketlerinin sorumluluğunu doğurmaktadır. Sigorta şirketinin, mevzuata uygun olarak hizmet verilmesi ve onarımların layıkı ile yapılması konusunda servisle anlaşma yapmış olması, açıklanan konulardaki eksikliklere ilişkin sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır.
Nitekim, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının “Tazminat ve Giderlerin Ödenmesi” başlıklı B.2 nci maddesinin dört ve beşinci fıkralarında aşağıdaki hükümler yer almaktadır:
“Hasar halinde, hasar gören parça, onarımı mümkün değilse veya eşdeğer parça veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal parça ile değişimine imkân yok ise orijinali ile değiştirilir. Kaza tarihine göre model yılından itibaren 3 yılı geçmeyen motorlu araçlarda hasar gören parça, onarımı mümkün değilse öncelikle orijinali ile değiştirilir, orijinal parçanın bulunmaması durumunda eşdeğer veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal parça ile değiştirilir. Ancak model yılından itibaren 3 yılı geçmeyen motorlu araçta hasar gören parçanın orijinal olmadığı durumda eşdeğer veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal parça ile değişim yapılır. Bu paragraf uygulaması sonucu araçta bir kıymet artışı meydana gelse dahi bu fark tazminat miktarından indirilemez.“
Anılan hükme göre; Hasarlı aracın öncelikle tamir edileceği, Onarımın mümkün olmaması veya eşdeğer parça veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal parça ile değişimine imkân yok ise hasara uğrayan parçanın orjinali ile ile değiştirilmesi, Kaza tarihine göre model yılından itibaren 3 yılı geçmeyen motorlu araçlarda hasar gören parçanın onarımı mümkün değilse öncelikle orijinali ile değiştirileceği, orijinal parçanın bulunmaması durumunda eşdeğer veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal parça ile değiştirileceği, Kaza tarihine göre model yılından itibaren 3 yılı geçmeyen motorlu araçta hasar gören parçanın orijinal olmadığı durumda ise eşdeğer veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal parça ile değişim yapılacağı belirtilmiştir.
Ancak uygulamada özellikle Trafik sigortalarında onarımı mümkün olmayan parçaların eşdeğer veya orijinal parça yerine, mevzuata aykırı olarak aynı kalitede olmayan veya yan sanayi olarak tabir edilen parçalarla değiştirilebildiği görülmektedir. Bu durumda takılması gereken ile takılan parçaların arasında oluşan bedel farkı nedeniyle sigorta şirketlerinden hasar farkı tazminatı talep edilebileceği gibi uygun parçanın takılması da talep edilebilir. Belirtilen nedenlerle yapılan işlemler araç sahibi tarafından takip edilmeli ve gerektiği durumda uzman bir avukat aracılığıyla hak iddiasında bulunulmalıdır.
Av. Can AYAN