202107.09
0

08.07.2021 TARİHİNDE KABUL EDİLEN 4. YARGI PAKETİ – 4th JUDICIAL PACKAGE ACCEPTED ON 08.07.2021

Kanun, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun olmak üzere 5 farklı kanunda değişiklik içermektedir. 28 maddeden oluşan Kanunda yer alan ana başlıklar aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

İdari Yargılama Usulü Kanununda Yapılan Değişiklikler

Hak arama hürriyetinin daha da geliştirilmesi amacıyla; İdari başvurulara “cevap verme süresi 60 günden 30 güne”, İdari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem tesis edilmesi talebiyle üst makama yapılan başvurulara cevap verme süresi 60 günden 30 güne, İdari eylemler nedeniyle dava açmadan önce idareye yapılan zorunlu başvurulara ilişkin idareye tanınan cevap verme süresi 60 günden 30 güne indirilmekte ve İdari yargı mercilerince verilen “nihai kararların en geç otuz gün içinde yazılması
gerektiği hükme bağlanmaktadır.

Türk Ceza Kanununda Yapılan Değişiklikler

Kasten öldürme (madde 82), kasten yaralama (madde 86), eziyet (madde 96) ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (madde 109) suçlarının “boşanılan eşe karşı işlenmesi de nitelikli hal olarak” düzenlenmektedir.

Ceza Muhakemesi Kanununda Yapılan Değişiklikler

-Koruma Tedbirleri Bakımından Kişi Hak ve Hürriyetlerinin Güçlendirilmesi amacıyla birtakım değişiklikler yapılmıştır.

Sulh ceza hâkimliğinin tutuklama ve adli kontrol kararlarına karşı “dikey itiraz usulü” getirilmekte ve bu kararların asliye ceza mahkemesi tarafından denetlenmesi sağlanmaktadır. Sırf ifade almak amacıyla düzenlenen yakalama emirleri” nedeniyle mesai saatleri dışında yakalanan kişilerin, belirlenen tarihte yargı mercilerine gelip ifade vermeyi taahhüt etmeleri durumunda Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda bir defaya mahsus olmak üzere serbest bırakılabilmelerine imkan sağlanmaktadır. Tutuklama tedbiri bakımından 100 üncü maddenin üçüncü fıkrasında sayılan (katalog) suçlarda da birinci fıkrada belirtilen “kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması” hususu açıkça vurgulanmaktadır. Tutuklamayla ilgili kararlarda mevcut koşullara ilave olarak “adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını” gösteren delillerin de somut olgularla gerekçelendirilerek açıkça gösterilmesi gerektiği kabul edilmektedir. “Konutu terk etmeme” adli kontrol yükümlülüğünün cezadan “mahsup” edilebilmesine imkan tanınmaktadır. Buna göre, bu yükümlülük altında geçen her iki gün, bir gün olarak dikkate alınacaktır. Adli kontrol tedbirinin devam edip etmeyeceği hususunun en geç “4 aylık aralıklarla incelenmesi” sağlanmaktadır. Adli kontrol tedbiri bakımından “azami süreler” belirlenmektedir. Bu süre, ağır ceza
mahkemesinin görevine girmeyen işlerde en çok 2 yıl olup, zorunlu hallerde gerekçesi gösterilerek 1 yıl daha uzatılabilecektir. Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde ise adli kontrol süresi en çok 3 yıl olup, zorunlu hallerde gerekçesi gösterilerek 3 yıl, terör suçlarında ise 4 yıl daha uzatılabilecektir. Adli kontrol tedbiri altında geçirilebilecek azami sürelerin, “çocuklar bakımından yarı
oranında” uygulanması öngörülmektedir.

-Mahkemeye Erişim Hakkının Güçlendirilmesi amacıyla yapılan değişiklikler aşağıdaki şekildedir.

Mağdur veya şikâyetçinin duruşma öncesinde suçun hukuki nitelendirmesinden haberdar edilmesini sağlamak amacıyla, kovuşturma evresine geçildiğinde “çağrı kâğıdına iddianamenin de eklenmesi” zorunlu hale getirilmektedir. Mağdur, şikayetçi ve tanıklar hakkında verilen zorla getirme kararlarının bildirilmesine ilişkin ilave bir usul kabul edilerek, bu kişiler hakkında verilen “zorla getirme kararlarının telefon, e-posta gibi iletişim araçlarıyla da bildirilmesi” sağlanmaktadır. İddianameye ilişkin bilgiler ile duruşma tarihinin, “telefon, e-posta gibi iletişim araçlarıyla” da sanık, mağdur veya şikâyetçiye bildirilmesi öngörülmektedir. Bilişim sistemlerinin ya da banka veya kredi kartlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenen suçlarda mevcut yetki kuralına ilave olarak “mağdurun yerleşim yeri mahkemeleri de yetkili” kılınmaktadır.

-Özel Hayatın Korunması noktasında ise  İddianamede, yüklenen suçu oluşturan “olaylar ve suçun delilleriyle ilgisi bulunmayan bilgilere yer verilemeyeceği” kabul edilmektedir. Yargılama sonucunda beraat kararı verilmesi durumunda, “iletişimin tespitine veya dinlenmesine ilişkin kayıtların yok edileceği” hükme bağlanmaktadır.

-Cezada Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemlerinin Geliştirilmesi konusunda Seri muhakeme usulünde” yaptırımın belirlenmesi bakımından “zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanabilmesi” sağlanmakta ve talep yazısında olması gereken hususların eksikliği halinde eksikliklerin tamamlanması amacıyla mahkemeye, “iade kararı verebilme yetkisi” tanınmaktadır. Uygulamada yaşanan sorunların önüne geçmek amacıyla “seri muhakeme usulü kapsamına giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmesi halinde” bu usulün uygulanmayacağı düzenlenmektedir. Seri muhakeme usulüne ilişkin Anayasa Mahkemesinin 2020/35 Esas – 2021/26 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda düzenleme yapılmaktadır. Mahkemece iddianamenin kabulünden sonra “duruşma gününün belirlenmesi durumunda basit yargılama usulünün uygulanamayacağı” açıkça hükme bağlanmaktadır.

-Geçiş Hükümleri olarak 5271 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinde yapılan adlî kontrol yükümlülüğünün dört ayda bir inceleneceğine dair düzenleme, 110/A maddesinde yapılan adlî kontrol altında geçecek sürelere ilişkin düzenleme ve 268 inci maddesinde yapılan dikey itiraz usulüne ilişkin düzenleme, “1/1/2022” tarihinde; 44, 176 ve 233 üncü maddelerinde yapılan telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle bildirim yapılmasına ilişkin düzenleme, “1/9/2021”, tarihinde yürürlüğe girecektir.

Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Yapılan Değişiklikler

Covid-19 salgın hastalığının devam etmesi nedeniyle, Sağlık Bakanlığının önerisi üzerine Adalet Bakanlığı tarafından her defasında iki ayı geçmemek üzere verilebilen Covid-19 iznine ilişkin uzatma sayısının yediden dokuza çıkarılması sağlanmaktadır.

Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunda Yapılan Değişiklikler

Hâkim adayları ile avukat stajyerlerine “Anayasa Mahkemesinde staj yapma imkânı getirilmektedir.